4 Aralık 2015 Cuma

Orlando gezisi

Miami gezisinin değişmez devamı orlando gezisidir , Miami Beach ten 25 usd/gün fiyatla araba kiralayıp Sawgrass mill outlet e uğrayıp Orlandoya yola çıkmıştık, Dr. Ercüment Sönmez Güdücüoğlu olarak orlando gezisinide anlatalım. Miami genelde Küba ve benzeri İspanyolca konuşan ülkelerden gelen kısa boylu tıknaz esmer vatandaşlardan oluşurken Orlando daha amerikan görümümlü popülasyona sahip, iri yarı,  oldukça şişman zenci ve beyazlardan oluşuyor. Miamiden orlando ya giderken cep navigasyon sizi paralı yola sürükleyecektir ve 15 usd nakite ihtiyacınız olacak, kart kabul etmiyor otoyollar, önceden hızlı geçiş kartı almadıysanız,düşünün 10 dolar yakıt masrafı 15 dolar otoyol geçiş :) neyse 3 saat kadar sonra orlando ya ulaşırsınız. Orlandoda dünyaca ünlü lünapark ve panayırlar var, Üniversal stüdyoları , sulu ve kuru eğlence parkları , ve Disneyland gibi yerler , ayrıca Kenedy uzay üssü yani NASA da orada , hepsini gezebilirsiniz, inanılmaz izdiham var, giriş ücretleri çok pahalı , 150 usd kişi başı günlük giriş ve 90 usd de sıra beklemeyi azaltan fast track alsanız vergilerle kelle başı 250 usd yapar , içeridede para harcayacaksınız ayrıca. Bence değmez. Kenedy daha mantıklı olabilir 50 usd orda girişler. Orlando düz yemyeşil bir ovada binlerce minik gölden oluşuyor, göl kenarlarında tur atıp , ağaç gölgelerinde yürümek harika olacaktır, mustakil evler muhteşem gerçekten. Orlando da otellerde otopark ücreti yok, hiltonda gecesi 100 usd ye kaldım , çok iyiydi , orlando kuzey kısmındaki winter park civarında idi, ayrıca güney tarafta üniversal bölgesinde international drive üzeinde ramada otelde kaldım , kahvaltısı rezaletti :) orasıda 90 usd falandı, Hangi hotelde kalırsanız kalın kredi kartınızdan ilave depozit çekiyorlar ve siz ordan ayrılınca ortalama 10 gün sonra geri ödüyorlar, depozitler 100 usd - 250 usd kadar oluyor ve sonuçta kartınızın limitini o miktarda bloke ediyor, hasar yaparsak düşeceklermiş ;). Orlandoda alışveriş sanıyorum dünyada eşi benzeri yok, özellikle İnternational primium outlets i tavsiye ederim, markalar inanılmaz ucuz , otoparklarında yer bulmak için saat 11 den önce gidin, zaten akşam çıkacaksınız :), orlandoda birkaç outlet daha var ama en iyisi bu. Eğer tr de gardrobumu tümden yeniliyorum diye bir fikriniz varsa orlando ya gidin tüm seyahatiniz bedavaya gelebilir. Mesela toplam 10.000 usd bütçeniz varsa 5.000 usdye outletlerden 4 bavul doldursanız, tr ye göre en az %50 ucuz olacağı için , tüm seyahat , yeme içme , hoteller 5000 usd yi geçmeyeceği için onlar bedavaya gelir.
Dr. Ercüment Sönmez Güdücüoğlu yazdı.
sonmezguducu@gmail.com

14 Temmuz 2015 Salı

Lüleburgaz Yıldırım mahallesi

Okul öncesi dönemin yani 1970 li yıllarda, ya da 70 li yılların başında Lüleburgaz yıldırım mahallesi cihangir sokaktaki evimizde geçen hatıralarımı sık sık hatırlıyorum, evimizin karşısında tahta çitlerle çevrilmiş bir bahçe içinde ahşaptan yapılmış bir şatoya benzer yapı vardı, mimarisi hala aklımdadır, eski rum evleri görüntüsündeydi, aslında tek bir aile için dizayn edilmiş muhteşem boyutta dubleks bir binaydı, bahçesinde ise çok yaşlı bir dut ağacı, tahmin ediyorum ağacın yaşı yüz seneden daha eski olsa gerek, zira ağaçla ilgili birçok efsane anlatılırdı, hatta ağacın kökünden hazine gömülü olduğu söylenirdi, zaten bahçe içindeki ahşap bina inanılmaz ilgi çekiciydi, hani filmlerde geçen perili köşkler veya paranormal aktivitelerin yaşandığı evler olur ya onlardan daha dehşet verici bir görüntü vardı. Ben Ercüment Sönmez Güdücüoğlu olarak bu efsaneleri nedir sık sık dinlerdim, özellikle uyumadan önce babamın anlattığı masallarda sık sık geçerdi ve o evde yaşananlardan uzak güvenli yatağımda uykuya dalardım. Söylentiye göre daha önce yani 100 yıldan daha eski bir zamanda birçok insan öldürülmüş ve bahçedeki kuyuya atılmış, dolayısıyla kuyudan akşamları sesler gelirmiş, babam o kuyuyu çok anlatırdı, geceleri kuyunun kan ağladığını söylerdi. Hatta kendi çocukluğundan örnekler verirdi. Ben ve arkadaşlarım bahçedeki kuyuyu defalarca inceledik, kuyunun dibinde büyük taşlar vardı belki de insanları kuyuya attıktan sonra üzerine taşlar atarak öldürmüşler, bilemiyorum gerçekten korkunç hikayeler, evin eski sahibi Naci beyin bir çete reisinin oğlu olduğu kulaktan kulağa dolaşıyordu, hatta yaşlılar naci beylerin evi olarak isimlendirmiştir bu binayı.

Dr. Ercüment Sönmez Güdücüoğlu
sonmezguducu@gmail.com

18 Mayıs 2015 Pazartesi

Ercüment Sönmez Güdücüoğlu anlatıyor

O yıllarda Lüleburgaz çeşme meydanında at arabaları park ederdi ve meydanda hatırladığım dükkanlar Ersin Eczanesi , Bakkal Ahmet Varol ve Özen pastanesi vardı. Ha birde Pişkinoğlu sineması vardı. Bizim Cihangir sokağımızda işte bu meydandan başlayıp Lüleburgaz Dere mahallesine bağlantı sağlardı. Tabi nadiren motorlu taşıt geçerdi ama bolca at arabası at pislikleri genel sokak görünümlerine hakimdi. Ercüment Sönmez Güdücüoğlu olarak oturduğumuz evi hatılıyorum , sanıyorum ilk okula kadar o evde yaşadım , biriket duvarla ayrılmış zemini ince betondan oluşan bir bahçe ve içinde eskiden kalma orta boy bir ağaç vardı , ev birbirine tren gibi bağlanmış 3 odadan oluşuyordu , sanıyorum odalar zaman içinde birbirine ilave edilmiş. Biriket duvarın diğer tarafında ise geniş bir avluda bizimkine benzer birkaç ev daha vardı , onlarda diğer Güdücüoğlu'ları idiler , amcamlar ve aileleri yaşıyordu. Benim hatırladığım kadarı ile amcalarımdan Onur Güdücüoğlu ve eşi Hamide Güdücüoğlu , Kemal Güdücüoğlu ve eşi Hikmet Güdücüoğlu yaşıyorlardır , Kemal amcamın Metin ve Çetin diye iki oğlu vardı.